29 Haziran 2017 Perşembe

KURGUDAN ZİYADE GERÇEKLİĞİ HİSSETTİREN BİR MÜZE: MASUMİYET MÜZESİ

      
   Orhan Pamuk tarafından yaratılan Masumiyet Müzesi,roman kahramanı Kemal’in sevgilisi Füsun’dan biriktirdiği eşyaları içeren kurgusal bir müzedir. Müze,2012 yılında İstanbul-Çukurcuma’da açılmıştır.
    Müzeye ulaşmanın birçok farklı yolu mevcut. Fakat biz İstiklal Caddesi’nden yürüyerek gitmeyi tercih ettik. Yürüyüşümüz esnasında müzede nasıl eşyalarla karşılaşacağımızın heyecanını yaşadık. Müzeye girişte farklı alternatifler var. İsterseniz bilet ile,isterseniz de romanınızla gişeye gidip sayfa 537’deki kısmı mühürletip tek girişlik davetiyeniz ile giriş yapabilirsiniz. Biz romanımızı mühürleterek giriş yapmayı tercih ettik.
    Beş katlı müze binasının dört katında sergileme alanı mevcut. Her katta romanın bölüm numarasını ve başlığını taşıyan sergileme kutuları var. 68.kutu dışında tüm kutular sırasıyla birbirini takip ediyor. 68. Kutu giriş katında sergileniyor. Bunun sebebi “4213 İzmarit” başlıklı kutunun müzenin en büyük parçası olmasıdır. Her izmaritin altında Orhan Pamuk’un el yazısı ile yazdığı notlar bulunuyor. Müzeye ilk adım attığımızda karşımıza çıkan bu izmaritlerle dolu panoyu görünce çok şaşırdık ve hemen fotoğrafını çekmek istedik.



       Müzenin ilk ve ikinci katında kitabın 83 bölümünün her birini yansıtan,o dönemlerin İstanbul’unu ve yaşanan hayatları anlatan eşyalarla dolu vitrinler karşıladı bizi. Çeşit çeşit kolonyalar, Meltem gazozları, inci küpeler,rakı ve diğer içkiler, fotoğraflar, gazete kupürleri, ayakkabılar, kıyafetler, birtakım mutfak eşyaları gibi birçok eşyanın birleşimi olan bu vitrinler bize o dönemlerde yaşıyormuş duygusunu uyandırdı. Romanın ve müzenin kurgu değil de, adeta yaşanmış bir hayattan alıntı yapılarak oluşturulduğunu düşünmedik değil açıkçası. Ortamın loşluğu bizi biraz rahatsız etse de, müzede sunulan eşyalar bunu çok güzel örtüyordu. 
  Binanın çatı katında Kemal’in hayatının son yedi yılını yaşadığı odası var. Yatağı, komodini, pijaması, suyu, çıkarttığı çorapları, valizi ve notlarıyla hakiki bir oda ortamı yaratılmış. Sanki her an çıkıp gelecek ve bizimle hikayesini paylaşacakmış gibi,sanki kurgu değil de gerçekmiş gibi…
     
   
  Kemal’in odasına Orhan Pamuk’un kendi dünyasından paylaştıkları eşlik ediyor. Kitabı yazarken aldığı notlar, kitabın asıl kopyasından el yazımı sayfalar, vitrinlerin Orhan Pamuk’un elinden çıkmış çizimleri… Yazarın bu paylaşımı ile birlikte müze daha anlamlı kılındı gözümüzde. Büyük bir emek verildiğine şahit olduk. Orhan Pamuk’un kendi elleriyle tasarladığı bu müzenin yabancı turistler tarafından da ilgiyle ziyaret edilmesi bizi ayrıca mutlu etti. Ellerinde farklı dillere çevrilmiş romanları görünce şaşkınlığımızı gizleyemedik. İçlerinden birine müzeyi nasıl bulduğunu sorma fırsatımız oldu. Aldığımız cevap : “Muhteşem!” idi. Ülkemizde nadir bulunan edebiyat müzelerinden biri olan Masumiyet Müzesi’ne gösterilen ilgi sevindiriciydi. 

   2014 yılında Masumiyet Müzesi’nin,Avrupa Konseyi tarafından 1977 yılından beri verilen European Museum of the Year (EMYA)/Avrupa Yılın En İyi Müzesi ödülüne layık görülmesi bizi çok gururlandırdı. Bu ödülü Soma faciasında hayatını kaybeden madencilerimize ithaf etmesi de duygulandırdı.
   Son olarak müze ziyaretimizi müze dükkanından yaptığımız alışverişle tamamladık. Herkese ödül almış bu eşsiz edebiyat müzesini ziyaret etmesini öneriyoruz. Fakat kitabı okuyup ziyaret etmeleri daha yararlı olacaktır. Duygular bu şekilde daha yoğun yaşanacaktır. 


Sevgiler...