Orhan Pamuk tarafından yaratılan Masumiyet Müzesi,roman
kahramanı Kemal’in sevgilisi Füsun’dan biriktirdiği eşyaları içeren kurgusal
bir müzedir. Müze,2012 yılında İstanbul-Çukurcuma’da açılmıştır.
Müzeye ulaşmanın birçok farklı yolu mevcut. Fakat biz İstiklal Caddesi’nden yürüyerek gitmeyi tercih ettik. Yürüyüşümüz esnasında müzede
nasıl eşyalarla karşılaşacağımızın heyecanını yaşadık. Müzeye girişte farklı alternatifler var. İsterseniz
bilet ile,isterseniz de romanınızla gişeye gidip sayfa 537’deki kısmı
mühürletip tek girişlik davetiyeniz ile giriş yapabilirsiniz. Biz romanımızı mühürleterek giriş yapmayı tercih ettik.Beş katlı müze binasının dört katında sergileme alanı mevcut. Her katta romanın bölüm numarasını ve başlığını taşıyan sergileme kutuları var. 68.kutu dışında tüm kutular sırasıyla birbirini takip ediyor. 68. Kutu giriş katında sergileniyor. Bunun sebebi “4213 İzmarit” başlıklı kutunun müzenin en büyük parçası olmasıdır. Her izmaritin altında Orhan Pamuk’un el yazısı ile yazdığı notlar bulunuyor. Müzeye ilk adım attığımızda karşımıza çıkan bu izmaritlerle dolu panoyu görünce çok şaşırdık ve hemen fotoğrafını çekmek istedik.
Müzenin
ilk ve ikinci katında kitabın 83 bölümünün her birini yansıtan,o dönemlerin
İstanbul’unu ve yaşanan hayatları anlatan eşyalarla dolu vitrinler karşıladı bizi. Çeşit
çeşit kolonyalar, Meltem gazozları, inci küpeler,rakı ve diğer içkiler,
fotoğraflar, gazete kupürleri, ayakkabılar, kıyafetler, birtakım mutfak eşyaları gibi birçok eşyanın birleşimi
olan bu vitrinler bize o dönemlerde yaşıyormuş duygusunu uyandırdı. Romanın ve
müzenin kurgu değil de, adeta yaşanmış bir hayattan alıntı yapılarak
oluşturulduğunu düşünmedik değil açıkçası. Ortamın loşluğu bizi biraz rahatsız
etse de, müzede sunulan eşyalar bunu çok güzel örtüyordu.
Binanın çatı katında Kemal’in hayatının son yedi
yılını yaşadığı odası var. Yatağı, komodini, pijaması, suyu, çıkarttığı
çorapları, valizi ve notlarıyla hakiki bir oda ortamı yaratılmış. Sanki her an
çıkıp gelecek ve bizimle hikayesini paylaşacakmış gibi,sanki kurgu değil de
gerçekmiş gibi…
Kemal’in
odasına Orhan Pamuk’un kendi dünyasından paylaştıkları eşlik ediyor. Kitabı yazarken aldığı notlar, kitabın asıl
kopyasından el yazımı sayfalar, vitrinlerin Orhan Pamuk’un elinden çıkmış
çizimleri… Yazarın bu paylaşımı ile birlikte müze daha anlamlı kılındı
gözümüzde. Büyük bir emek verildiğine şahit olduk. Orhan
Pamuk’un kendi elleriyle tasarladığı bu müzenin yabancı turistler tarafından da
ilgiyle ziyaret edilmesi bizi ayrıca mutlu etti. Ellerinde farklı dillere
çevrilmiş romanları görünce şaşkınlığımızı gizleyemedik. İçlerinden birine müzeyi
nasıl bulduğunu sorma fırsatımız oldu. Aldığımız cevap : “Muhteşem!” idi. Ülkemizde
nadir bulunan edebiyat müzelerinden biri olan Masumiyet Müzesi’ne gösterilen
ilgi sevindiriciydi.
2014 yılında
Masumiyet Müzesi’nin,Avrupa Konseyi tarafından 1977 yılından beri verilen
European Museum of the Year (EMYA)/Avrupa Yılın En İyi Müzesi ödülüne layık
görülmesi bizi çok gururlandırdı. Bu ödülü Soma faciasında hayatını kaybeden
madencilerimize ithaf etmesi de duygulandırdı.
Son olarak müze ziyaretimizi müze
dükkanından yaptığımız alışverişle tamamladık. Herkese ödül almış bu eşsiz
edebiyat müzesini ziyaret etmesini öneriyoruz. Fakat kitabı okuyup ziyaret
etmeleri daha yararlı olacaktır. Duygular bu şekilde daha yoğun yaşanacaktır.
Sevgiler...
Oldukca basarili😉👍
YanıtlaSilTeşekkür ederiz :))
SilOkurken yaşadım kesinlikle gideceğim devamını bekliyorum ����
YanıtlaSilTeşekkür ederiz :))
Sil