20 Temmuz 2017 Perşembe

BURSA'DA GEZİLECEK YERLER 2 : CUMALIKIZIK, GÖLYAZI, MUDANYA MÜTAREKE EVİ MÜZESİ, TİRİLYE



  • BURSA'NIN TARİH KOKAN OSMANLI KÖYÜ: CUMALIKIZIK
    Cumalıkızık'ın tarihi Oğuz Türkleri'nin 14. yüzyılda Bursa'ya gelmesiyle başlıyor. Oğuz Türkleri'ne ev olan Kızık köyleri doğal afetler nedeniyle yeterince korunamayıp büyük zarar görüyor ve geriye Cumalıkızık'ın da içinde bulunduğu beş Kızık köyü kalıyor. 
Oğuz Türkleri, merkezden uzakta kurdukları bu köylerle kuşkusuz Osmanlı'nın kuruluşuna da büyük katkıda bulunuyor. Cumalıkızık 1981 yılında Kentsel ve Doğal Sit Alanı ilan edilmiş. 2014 yılında ise UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne girerek Bursa'nın dünya çapındaki değerlerinden biri haline gelmiş. 
   2002-2005 yılları arasında yayınlanan ''Kınalı Kar'' dizisini hepiniz hatırlarsınız. Cumalıkızık'ın bu kadar tanınıp ziyaret edilmesinde dizinin etkisi oldukça büyük. Cumalıkızık'ın kahvaltısı özellikle gözlemeleri meşhur. Fakat kalabalıktan kahvaltı edecek yer bulmak oldukça güç. Bu yüzden olabildiğince erken saatte gelmenizde fayda var. Hatta gezinize başlamadan güzel bir kahvaltı yapmanızı öneririz. Biz kahvaltı için Azime'nin Yeri'ni seçtik ve buradan oldukça memnun ayrıldık. 
Gezerken hediyelik eşya satan dükkanlara rastlamak mümkün. Buralardan hem kendinize hem de sevdiklerinize hatıra objeler satın alabilirsiniz. Biz de buradan magnet koleksiyonumuza yeni parçalar ekledik 😊


Cin Aralığı 

     Bir rivayete göre Kurtuluş Savaşı'nda işgalcilerin kovaladığı askerler bu sokağa girince bir anda ortadan kaybolmuş. Buradan kaçmanın mümkün olmadığını düşündükleri için onları cinlerin kaçırdığını zannedip buraya ''Cin Aralığı'' adını vermişler. Gerçekten çok dar bir aralık burası. Buraya girip fotoğraf çekilmek de önemli bir turist aktivitesi. 😜























  • BİR BALIKÇI KASABASI : GÖLYAZI (APOLYONT)
Bir zamanlar Apollon Krallığı'nın başkenti olan Gölyazı, mübadeleye kadar sakin bir Rum balıkçı köyüymüş. Mübadelede, Selanik’ten göç eden bazı kişiler buraya yerleştirilmiş. Gölyazı günümüzde ise bir sit alanı olarak koruma altında. 
     2013 yılında yayınlanan ''Güneşi Beklerken'' adlı dizinin Gölyazı'nın ünlenmesinde etkisi oldukça büyük. Hatta biz de bu dizi sayesinde gezilecek yerler listemize Gölyazı'yı ekledik 😊  
     Balıkçılık bu bölgenin en önemli geçim kaynaklarından. Geziniz sırasında hem kadınları hem de erkekleri balıkçılık ile uğraşırken görebilirsiniz. Kadınları bu tarz faaliyetler ile ekonomik hayata katkıda bulunurken görmek gurur verici. 



Aziz Panteleimon Kilisesi 


     Gezerken karşımıza Aziz Panteleimon Kilisesi çıkınca uğramadan geçemedik. Burası Anadolu Rum Ortodoks kiliselerinin önemli örneklerinden. Mübadeleye kadar ibadet yeri olan bu kilise daha sonra çeşitli amaçlarla kullanılmış. Günümüze hasarlı bir şekilde ulaşmasının nedenlerinden biri de yangınlar... Nilüfer Belediyesi tarafından restore edilen kilise 2014 yılında kültürevi olarak yeniden hizmete açılmış. 





Ağlayan Çınar



     Gölyazı'ya gelen turistlerin ilgi odağı olan Ağlayan Çınar, Gölyazı'nın tarihi değerlerinden biri. 730 yıllık geçmişinden günümüze gelen Ağlayan Çınar'a gövdesinden sular aktığı için bu isim verilmiş. Bu yaşlı çınarın aslında hazin bir hikayesi var. 
     Efsaneye göre Rumlarla Türklerin bir arada yaşadığı yıllarda Rum kızı Eleni ile Türk oğlu Mehmet birbirlerini severler. Fakat Kurtuluş Savaşı'ndan sonra yapılan mübadele antlaşması gereği birbirinden ayrılmak zorunda kalırlar. Rumların köyü terk ettiğini gören Mehmet Eleni'yi ararken karşısına Eleni'nin abisi çıkar ve artık düşman olduklarını söyleyerek Mehmet'e bir hançer saplar. Yaralı olan Mehmet Eleni ile gizli gizli buluştuğu ulu çınarın oyuğuna kadar gelir. Olayı öğrenen Eleni de koşarak oraya gelip Mehmet'i o vaziyette görür ve belinden çözdüğü kuşağın bir ucunu çınara diğer ucunu boynuna dolayarak intihar eder. Efsane odur ki bu olayın sonunda ulu çınar kovuğunun içinde kanlı gözyaşları dökmeye başlar. 
Hikayesiyle bizi etkileyen bu çınara Gölyazı'ya gelmişken uğramanızı tavsiye ederiz.

















     Gölyazı'ya gelmişken göle karşı kahvaltı yapmayı ve sandal turuna katılmanızı tavsiye ederiz. Ayrıca ziyaretinizle ilgili şu önemli bilgiyi de vermeden geçmeyelim : Hafta sonu araç yoğunluğundan dolayı araçlarınızı otoparka park etmeniz isteniliyor. Köyün girişinden itibaren ulaşım Nilüfer Belediyesi'nin ücretsiz servisleri ile sağlanılıyor. 






























  • MUDANYA MÜTAREKE EVİ MÜZESİ 
     Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin siyasi alanda kazandığı ilk başarısı olan Mudanya Mütarekesi bu evde imzalanmış. Bu bina aynı zamanda Mustafa Kemal başkanlığındaki Ankara Hükümeti'nin Türk milletinin tek temsilcisi olarak ilk kez kabul edildiği yer olması dolayısı ile önem arz ediyor.
 Mudanya Mütareke Evi 1937 yılında Mudanya Belediyesi'ne bağlı müze olarak açılmış, 1959 yılında ise Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü'ne devredilmiş. 
    Müzede neler olduğundan bahsedecek olursak, 1. katta Türk ve İtilaf devletlerinin çalışma odaları ve mütarekenin imzalandığı salon bulunuyor. 2. katta ise İsmet İnönü ile Asım Gündüz paşaların ve yaverlerinin yatak odaları yer alıyor. Müzede ayrıca Kurtuluş Savaşı ve mütarekeye ait çeşitli belge ve malzemeler, döneme ait birtakım eşyalar sergileniyor.
    Bu müzeyi tarihimiz için önemli olması sebebiyle ziyaret etmenizi öneririz. Müze, Mudanya'da sahil kıyısından yürüdüğünüzde karşınıza çıkacaktır. Pazartesi günleri hariç 5 TL karşılığında ziyaret edebilirsiniz.
     



















  • ESKİ BİR RUM KÖYÜ : TİRİLYE 
     Uzun yıllar boyunca Rumların yerleşim yeri olan Tirilye, tarihi yapıları ve sevimli sokakları ile öne çıkıyor. Tirilye isim konusunda zaman zaman farklılıklar yaşamış bir belde.Tabelalarda Tirilye'yi Trilye ya da Zeytinbağı olarak görmeniz mümkün. Bunun yanı sıra 1909'da suikaste kurban giden Mahmut Şevket Paşa'nın anısına buraya Mahmut Şevket Paşa da denmiş fakat halk Tirilye demeye devam etmiş. 1963 yılında Zeytinbağı adı verilen beldeye halk yine benimsemediği için 2011 yılında yeniden Tirilye adı verilmiş.
     Tirilye, Bursa ve civarındaki şehirlerden ziyaretçilerin günübirlik ya da hafta sonu için tercih ettikleri bir yer. Aslında burayı gezmek için yarım gün bile yeterli o yüzden Mudanya ile aynı gün gezmenizi tavsiye ederiz.  



Çamlı Kahve

      Çamlı Kahve,Tirilye’yi yukarıdan gören bir falezin üzerine kurulmuş, harika manzarasıyla kahvaltı yapabileceğiniz bir mekan. Kahvaltılık olarak çok çeşitli bir menüye sahip olmasa da oturup bir çay içebileceğiniz ya da gözleme yemek için tercih edebileceğiniz bir mola yeri olabilir. Tirilye'yi özellikle hafta sonu ziyaret edecekler için bir önerimiz var. Burada kahvaltı etmek gibi bir düşünceniz olursa saat 10.00'dan önce mekana geçmeniz yararınıza. Aksi halde boş masa bulmakta zorlanabilirsiniz.
     Mekanı bulmak için Tirilye’nin girişinden itibaren levhaları takip etmek ve kısa bir yokuş çıkmak gerekiyor. Arabayla gelecekler için de ücretli otopark mevcut. 





























Tirilye Çarşısı

     Burada özel olarak bir çarşı bulunmadığı için gördüğünüz bu dükkan kendine ''Tirilye Çarşısı'' demeyi tercih etmiş. Dükkanın içerisinde yüzlerce küçük eşya ve ev aksesuarı bulunmakta. Bu sevimli çarşıyı gezebilir buradan hediyelik eşya satın alabilirsiniz. Tirilye'ye yolunuz düşerse bu şirin dükkana uğramadan geçmeyin deriz. 


13 Temmuz 2017 Perşembe

BURSA'DA GEZİLECEK YERLER 1 : YEŞİL TÜRBE, YEŞİL CAMİ, ULU CAMİ, KOZA HAN


     Osmanlı Devleti'nin ilk başkenti olan Bursa, tarihi ve kültürel yapısı bakımından Türkiye’nin en önemli kültür merkezlerinden biridir. İçinde camileri, türbeleri bulunduran bu güzel şehirde dolu dolu bir hafta geçirme fırsatımız oldu. Bursa gezimizin ilk yazısını camilere ve türbelere ayırmak istedik.


  • YEŞİL CAMİ VE YEŞİL TÜRBE

     Bursa’da ilk dönem Osmanlı mimarisinin önemli örnekleri arasında yer alan Yeşil Cami, Çelebi Sultan Mehmet tarafından XV. yüzyıl başlarında yaptırılmış. İç kısmı sekiz bölüme ayrılmış olan Yeşil Cami'nin planı ters T şeklinde. Caminin üzeri iki kubbe ile örtülmüş.
Camide İznik çinilerine rastlamaktayız. Bu sayede görkemli bir görüntüye şahit olduk. Caminin yapımında ise Marmara Adası'ndan getirilen mermerler kullanılmış. 
     İbadet alanına girdiğimizde her iki yanda odalar görmekteyiz. O dönemde sancaklardaki konuların görüşülmesi için kullanılan bu odalar, sonrasında mahkeme salonu olarak kullanılmış. Cami ibadete açık olup aynı zamanda turistlerin de ilgi odağı halinde. Cami gezimizin sonuna gelmişken, buraya külliye özelliği kazandıran ve günümüzde Türk İslam Eserleri Müzesi olarak kullanılan Sultaniye Medresesi'ni de ziyaret etmenizi öneririz. 


    
     Yıldırım Bayezid'in oğlu Sultan Mehmet Çelebi tarafından 1421 yılında yaptırılan Yeşil Türbe ise, Bursa'nın sembolü haline gelmiş olan yapılardan biri olup Yeşil Cami'nin karşısında yer alır. Sekizgen bir planla tasarlanan Yeşil Türbe'de orta kısımda Sultan Mehmet Çelebi'nin sandukası bulunuyor. Aynı zamanda oğulları Şehzade Mustafa, Yusuf ve Mahmut; kızları Sitti Hatun, Selçuk Hatun ve Ayşe Hatun; dadı Daya Hatun'a ait sandukalar da var. Burada da İznik çinilerine rastlıyoruz. Onarımlar neticesinde sayılarında azalma olsa da hala o muhteşem çinileri görmek mümkün. Kadın ziyaretçilere ufak bir tavsiyemiz olacak. Yanınızda eşarp bulundurmanız yararınızadır. Orada da örtünecek eşarplar mevcut fakat kendinizinkini tercih edeceğinizi düşünüyoruz. :))





  • ULU CAMİ 

     Bursa'nın en görkemli ve tarihi bakımdan en önemli camisi olan Ulu Cami, Yıldırım Bayezid tarafından yaptırılmış. 20 kubbesi ve çok ayaklı yapısıyla dikkat çekmekte. Ulu Cami, kapalı namaz kılma alanı açısından Türkiye'nin en büyük camisi olma özelliğini gösteriyor. Cami içindeki şadırvan camiye ayrı bir hava katmış. Meğer şadırvanın bir hikayesi varmış. Bir rivayete göre cami yapımı için arazi istimlak edilirken, şadırvanın bulunduğu yerdeki toprak parçasının sahibi olan kişi, arazisini satmak istememiş fakat arazi zorla alınmış. Daha sonra, zorla alınan yerde namaz kılınmaz diye düşündükleri için o yere şadırvan yapılmış. 
     Ziyaretimiz sırasında yabancı turistler ağırlıktaydı. Yabancı turistlerin ziyareti sevindirici olsa da biz Türklerin de tarihi ve dini yapılarımıza önem vermesi gerektiğini düşünüyoruz. 






  • KOZA HAN 
     Ulu Cami'nin yanında bulunan Koza Han'ı görmeden olmaz dedik ve bir sonraki rotamızı Koza Han olarak belirledik. Şehrin Osmanlı'ya sağladığı ekonomik katkıları ev sahipliği yaptığı 18 handan anlayabiliyoruz. Fakat bu 18 handan sadece biri olan Koza Han'ı görme fırsatı bulduk. Koza Han o yıllarda ipek böceği kozalarının satıldığı yermiş. İpek böceği üreticiliği Kuzey Batı Anadolu'nun Türkmenleri tarafından yüzyıllardır yapılmakta olup bu gelenek sayesinde elde edilen ipek kumaşlar Bursa'nın tekstil kenti olmasında önemli role sahip olmuş. 
     İki katlı olan Koza Han'ın üst katında ipek ürünlerin bulunduğu kaliteli dükkanların yanı sıra alt katında ise dinlenebileceğiniz kafeteryalar bulunmakta. Bizce alışveriş sonrası bu kafeteryalarda yorgunluk kahvesi içebilirsiniz. Ayrıca dondurmalı irmiği de tavsiye ederiz. :) 




  Yazılarımız Bursa'da gezilecek yerler serisi ile devam edecek, takipte kalın :)